ARKAS’ın İkinci Bilgisayarı: DEC (Digital Equipment Corporation) PDP-11/73

Birkaç aylık aradan sonra tekrar merhaba!

Okullar açılmadan bir Türkiye seyahati daha yapalım dedik ve böylece bu yazının yazılması Ekim ayını buldu. Ne derler, geç olsun güç olmasın 🙂 Bu seferki Türkiye seyahatim, daha öncekilere nazaran daha az koşuşturmalı geçti çok şükür. Bir ay boyunca İzmir – Dikili – Didim – Aydın – İstanbul arasında gittim geldim. Daha önceki seyahetlerimde, en az birkaç kez bu rota arasında gidip geliyordum ve inanılmaz yorucu oluyordu. Bu sefer sadece bir kere İstanbul, bir kez Dikili ve bir sefer de Aydın seyahatim oldu. Onun dışında genelde İzmir – Didim arası birkaç kez gittim geldim, o kadar.

İzmir’de bulunduğum zamanlarda, ne zamandır isteyip de bir türlü fırsat bulamadığım iki şeyi yapabildim nihayet. Birincisi, Serap Hanım ile yıllar sonra tekrar yüz yüze görüşme fırsatım oldu. Reyhan pastanesinde oturduk, öyle koyu bir sohbete bir dalmışız ki, yaklaşık 5 saatin sonunda dükkanı kapattıkları için sona erdi muhabbetimiz. Bu görüşmeden sonra artık telefon üzerinden haberleşir olduk, çok mutluyum 🙂

İkicisi, BİMAR’da hala çalışan eski dostları ziyaret ettim. Onlar için sürpriz bir ziyaret olduğuna eminim, çünkü benim için de öyle oldu. Tam olarak “geçerken uğradım” Buca’daki 9 Eylül Üniversitesi Teknopark ofise. Bizim zamanımızdaki teknopark ofisi, Urla’daki İYTE (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü) kampüsündeydi. Epey şaşalı bir açılış yapmıştık. Çok güzel, çok eğlenceli fotoğraflar var o gün çekilen, başlı başına bir yazı konusu olur Urla’daki teknopark ofisi.

Fotoğraf Linkedin BİMAR sayfasından alınmıştır.

BİMAR’a yaptığım bu sürpriz ziyarette bazı dostlarla görüşemedik, senelik izinde olanlar, toplantısı olanlar vardı. Ama Barış Demirci, Emel, büyük Hülya, küçük Hülya, Güner, Azim, Volkan, Sibel, Mustafa, Caner, Gökhan, İpek (görüşüp de, unuttuğum için ismini burada zikremediğim arkadaşlar beni affetsin) hepsiyle en azından, ya merhabalaştık ya da ayak üstü de olsa iki çift muhabbet edebildik. Üzüldüğüm tek konu, hem Serap Hanım ile hem de BİMAR’daki arkadaşlar ile fotoğraf çektirmek aklıma gelmedi. İnşallah bir dahaki sefere…

Bir önceki paylaşımda yazmıştım, Vural Bey ile görüştükten sonra sağ olsun, birkaç fotoğraf ve özet bir yazı göndermişti. ARKAS BT tarihi ile ilgili olarak sözü yine Vural Bey e bırakıyorum:

Orta ölçekli bir firma için IBM System/23 ilk 1-2 sene yeterli oldu ancak yaklaşık ikinci yıldan itibaren bu bilgisayar ARKAS’ın isteklerine cevap verememeye başladı. Firma büyüdükçe, iş yükü arttıkça bu bilgisayar yeterli gelmemeye başlamıştı. Bilhassa muhasebe verisi 1 diskete sığmıyor ve datayı birkaç diskette tutmak gerekiyordu. Rapor almak istenildiğinde, bilgisayarın performansı iyice düşüyor ve birden fazla disketle işlem yapması çok zor oluyordu.

Muhasebe, bordro ve gemi sefer saatlerini bildiren broşürler (sirküler) göndermenin dışında diğer departmanların da işlerini yapabilecek, yeni bir bilgisayar için araştırma ve yatırım yapma zamanı geldiğine karar verdik Geza Bey ve diğer yöneticiler ile birlikte.

DEC (Digital Equipment Corporation) PDP-11/73

Yaptığımız araştırmalar sonucunda, DEC (Digital) firmasının en başarılı ürünlerinden birisi olan PDP-11/73 ile yolumuza devam etmeye karar verdik. Bu cihaz tüm dünyada toplamda 600.000’den fazla satılmış olan, oldukça popüler bir bilgisayar idi.

(Fotoğraflar bilgisayar hakkında fikir vermesi amacıyla internetten alınmıştır)

1960 – 1990 yılları arasında dünyadaki en büyük bilgisayar üreticilerinden birisi olan Digital Equipment Corporation (DEC) firmasının, 1984 yılında tanıttığı (Programmed Data Processor) PDP-11/73 bilgisayarı PDP-11 ailesinin gelişmiş bir üyesiydi (3. nesil). Zamanının ileri teknolojisi olan 16-bit işlemci kullanıyordu ve disketler ile karşılaştırıldığında oldukça kuvvetli ve hızlı bir hafızası (4 MB) vardı. Kolayca programlanabilmesi (üzerinde yazılım geliştirilebilmesi) en önemli seçim nedenlerimizden biriydi.

Bu karar ile birlikte ikinci büyük BT yatırımı yapılmış oldu ve IBM System/23 Datamaster sisteminden DEC PDP-11/73 (namı diğer MicroPDP) sistemine geçiş çalışmalarımız başladı.

Bir sonraki yazımızda, ilk lojistik yazılımı maceramızdan, şirketin manifesto / konşimento hazırlayan çalışanları ile birlikte giriştiğimiz çetin mücadeleden bahsedeceğiz.

Not: Her sayfanın en altında bulunan kategori ve etiketler ile ilgili diğer içeriklere kolayca geçiş yapabilirsiniz.

Comments are closed.

Create a website or blog at WordPress.com

Up ↑

Design a site like this with WordPress.com
Get started